İlahiyat

Müjde Üzerine

Zacharias Ursinus (1534-1583)

Çeviren: Toğrul Salamzade

Müjde Nedir?[1]

Müjde sözcüğü şu anlamlara gelir: 1. Sevinç verici bir bildiri ya da iyi haber. 2. Bu iyi haber için Tanrı’ya sunulan kurban. 3. Bu sevinçli haberi duyuran kişiye verilen ödül. Bu ayette de Mesih’in beden alarak tezahür ettiği öğretisini ya da sevinçli haberini ifade eder; “Melek onlara, “Korkmayın!” dedi. “Size, bütün halkı çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size, Davut’un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih’tir“. (Luka 2:10, 11.)

Epangelia ve euangelia sözcüklerinin anlamları biraz farklıdır. İlki, gelecek olan bir arabulucunun vaadini ifade eder; ikincisi ise hali hazırda gelmiş olan bir arabulucunun duyurusudur. Ancak bu ayrım her zaman gözlemlenmez ve olayın kendisinden çok sözcüklerdedir; çünkü her ikisi de Mesih’in aynı faydalarını ifade eder, böylece Kutsal Yazılar’ın aşağıdaki ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, ayrım sadece zaman ve ortaya çıkış tarzındadır:[2]

  • Babanız İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi.”
  • Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.”
  • Ben koyunların kapısıyım,”
  • O’nu her şeyin üzerinde baş olmak üzere kiliseye verdi
  • İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır

Dolayısıyla Müjde, Aracımız olan Tanrı Oğlu’nun, düşüşümüzden hemen sonra Cennet’te göklerden açıkladığı ve Ebedi Baba’nın bağrından getirdiği öğretidir; tövbe eden ve iman eden herkese, Tanrı’nın karşılıksız lütfu ve merhameti ışığında günahtan, ölümden, mahkûmiyetten ve Tanrı’nın gazabından kurtuluşu vaat ve ilan eder. Bu, günahın bağışlanmasını, kurtuluşu ve sonsuz yaşamı, Aracı olan Tanrı’nın Oğlu aracılığıyla ve O’nun hatırına vaat ve ilan ettiğini söylemekle aynı şeydir. Ayrıca Kutsal Ruh’un imanlıların yüreklerinde etkili bir şekilde çalıştığı, onlarda imanı, tövbeyi ve sonsuz yaşamın başlangıcını ateşlediği ve heyecanlandırdığı bir hakikattir. Yahut Katekizm’in[3] on sekizinci, on dokuzuncu ve yirminci sorularına uygun olarak, Müjde’yi, Tanrı’nın ilk olarak Cennet’te açıkladığı ve daha sonra Atalar ve Peygamberler tarafından duyurulan, kurban gölgeleriyle ve yasanın diğer törenleriyle temsil etmekten hoşnut olduğu ve biricik Oğlu tarafından tamamlanan öğreti şeklinde tanımlayabiliriz. Tanrı’nın Oğlu, Rabbimiz İsa Mesih’in bize bilgelik, doğruluk, kutsallaştırma ve kurtuluş sağladığını, yani, insan ırkının günahları için kefaret eden, gerçek bir imanla kendisine bağlanan ve faydalarını benimseyen herkese doğruluğu ve sonsuz yaşamı sağlayan mükemmel bir Aracı olduğunu öğretir.

Kutsal Yazılar’ın aşağıdaki kısımları Müjde hakkında verdiğimiz bu tanımı doğrulamaktadır:[4]

  • Çünkü Babam’ın isteği, Oğul’u gören ve O’na iman eden herkesin sonsuz yaşama kavuşmasıdır. Ben de böylelerini son günde dirilteceğim.
  • Günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim’den başlayarak bütün uluslara O’nun adıyla duyurulacak.”
  • Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi.”

Müjde Kilisede Her Daim Biliniyor muydu, Yoksa Yeni Bir Öğreti midir?

Müjde kimi zaman lütuf vaadi ve henüz beden almamış olan Mesih’in kurbanı sayesinde günahların bağışlanmasıyla ilgili öğretiyi ifade ederken, kimi zaman da Mesih’in zaten gelmiş olduğu öğretisini ifade eder. İkinci anlamıyla, eskiden beri değil, fakat Yeni Antlaşmayla birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Ancak ilk anlamda her zaman Kilise’de olmuştur; çünkü düşüşten hemen sonra Cennet’te ilk ebeveynlerimize açıklanmıştır – daha sonra Atalar ve Peygamberler tarafından ilan edilmiş ve sonunda tümüyle tamamlanarak Mesih’in kendisi tarafından açıklanmıştır. Bunun kanıtları aşağıda sıralanmıştır:

  1. Elçilerin Tanıklığı

Petrus şöyle der: “Peygamberlerin hepsi O’nunla ilgili tanıklıkta bulunuyorlar. Şöyle ki, O’na inanan herkesin günahları O’nun adıyla bağışlanır;” “Size bağışlanacak lütuftan söz etmiş olan peygamberler, bu kurtuluşla ilgili dikkatli incelemeler, araştırmalar yaptıla.” (Elçilerin İşleri 10:43; 1.Petrus1:10). Müjde hakkında Pavlus ise şöyle der: “Tanrı, Oğlu Rabbimiz İsa Mesih’le ilgili bu Müjde’yi peygamberleri aracılığıyla Kutsal Yazılar’da önceden vaat etti” (Romalılar 1:2). Mesih’in bizzat kendisi, “Musa’ya iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz. Çünkü o benim hakkımda yazmıştır” der (Yuhanna 5:46.).

  1. Mesih’le ilgili vaatler ve peygamberlikler de aynı gerçeği ortaya koymaktadır.

Öyleyse buna dikkat edilmelidir, çünkü Tanrı, “İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır” sözüne göre, dünyanın başlangıcından sonuna kadar tek bir öğreti ve Mesih aracılığıyla kurtuluş yolu olduğunu bilmemizi ister. “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im. Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez;” “Musa’ya iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz. Çünkü o benim hakkımda yazmıştır” (İbraniler 13:8; Yuhanna 14:6; 5:46). Musa’nın Mesih hakkında neler yazdığını merak eden var mı? Merak edenlere şöyle cevap veriyoruz:

  1. Mesih’le ilgili vaatleri sıralıyoruz.[5]
  • Yeryüzündeki bütün halklar senin aracılığınla kutsanacak;”
  • Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak;”
  • Yakup soyundan bir yıldız çıkacak;”
  • Sahibi gelene kadar Krallık asası Yahuda’nın elinden çıkmayacak
  1. Tanrı bu vaatleri Mesih’in doğacağı belirli bir aileyle sınırlandırdı ve bu aileye daha sonra daha sık atıfta bulunuldu ve onlardan söz edildi.
  2. Bütün Levililer’in kâhinliği ve törensel ibadet, kurbanlar, adaklar, sunak, tapınak ve Musa’nın tarif ettiği diğer şeylerin hepsi Mesih’e yönelikti. Yahudi ulusunun kralları ve krallığı Mesih’in ve O’nun krallığının birer tipiydi. Bu nedenle Musa Mesih’le ilgili birçok şey yazdı.

Birinci itiraz. Pavlus, Müjde’nin peygamberler aracılığıyla vaat edildiğini söyler; Petrus da peygamberlerin bize gelecek olan lütfu önceden bildirdiklerini söyler. Dolayısıyla Müjde her zaman mevcut değildi.

Yanıt: Eğer bununla Mesih’in bedende tezahürü aracılığıyla yerine getirilen lütuf vaadi öğretisini kastediyorsak ve bu öğretinin açıklığı ve kanıtıyla ilgili olduğunu düşünüyorsak, Müjde’nin her zaman mevcut olmadığını kabul ediyoruz. Çünkü eski zamanlarda Müjde mevcut değildi, sadece peygamberler tarafından vaat edilmişti: (1) Eski Antlaşma’da Mesih’le ilişkili önceden bildirilen şeylerin gerçekleşmesiyle ilgili olarak. (2) Lütuf vaadinin daha açık bir şekilde bilinmesiyle ilgili olarak. (3) Kutsal Ruh’un armağanlarının daha bol bir şekilde dökülmesiyle ilgili olarak; yani, o zamanki Müjde, şimdi olduğu gibi Mesih’in çoktan geldiğini, öldüğünü, dirildiğini ve Baba’nın sağında oturduğunu duyurmuyordu; ancak gelecekte bir zamanda gelecek ve tüm bunları gerçekleştirecek olan Mesih’in vaaz edilmesiydi. Bununla birlikte, bir Müjde vardı, yani, “İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu” denildiği gibi, eski ataların kurtuluşu için yeterli olacak, gelecek olan Mesih’in faydalarının sevinçli bir duyurusu vardı: “Peygamberlerin hepsi O’nunla ilgili tanıklıkta bulunuyorlar” “Mesih, Kutsal Yasa’nın sonudur” (Yuhanna 8:56; Elçilerin İşleri 10:43; Romalılar 10:4).

İkinci itiraz. Elçi Pavlus, Müjde’nin dünyanın başlangıcından beri gizli tutulan bir sır olduğunu ve diğer çağlarda insanoğullarına açıklanmadığını söyler. (Romalılar 16:25; Efesliler 3:5.)

Yanıt: Bu itiraz, ayrılmaması gereken şeyleri ayırdığı için yanlış bir bölümleme içermektedir. Zira elçi, yukarıdaki ayetle bağlantılı olarak, “şimdi olduğu gibi” diye ekler; bu ayetin göz ardı edilmemesi gerekir, çünkü bu ayet, Müjde’nin eski zamanlarda da şimdikinden daha az açıklıkla ve daha az kişi tarafından bilindiğini gösterir. İtiraz, bunun sadece belirli bir açıdan kesinlikle öyle olduğunu teyit etmede de zayıftır: çünkü şimdi daha açık bir şekilde algılandığından ve çok daha fazla kişi tarafından bilindiğinden, o zamanlar hiç bilinmediği sonucu çıkmaz. Bizim bildiğimiz kadar açık olmasa da atalar tarafından biliniyordu. Yukarıda ifade edildiği gibi, epangelia ve euangelia kelimeleri arasındaki ayrımın önemi buradan kaynaklanmaktadır.

Üçüncü itiraz. Yasa Musa aracılığıyla, lütuf ve gerçek ise İsa Mesih aracılığıyla geldi. Bu nedenle Müjde her zaman bilinmiyordu.

Yanıt: Lütuf ve gerçek elbette, tiplerin gerçekleşmesi ve Eski Antlaşma’da daha önce vaat edilenlerin tam olarak açığa çıkması ve bolca uygulanması bakımından Mesih aracılığıyla geldi. Ancak bundan, kadim ataların bu lütuftan tamamen yoksun oldukları sonucu çıkmaz: çünkü onlara da aynı lütuf, daha sonra bedende zuhur edecek olan Mesih tarafından ve Mesih’in adına uygulandı. Ancak onlara, bizlere kıyasla daha küçük ölçülerde verildi. Çünkü Tanrı’nın lütfu ve gerçek bilgisi insanlara Mesih aracılığıyla gelmiştir: “Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı” denildiği gibi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez,” “Bensiz hiçbir şey yapamazsınız” (Yuhanna 1:18; 14:6; 15:5).

Fakat yine de deniyor ki, Yasa Musa tarafından verildi; dolayısıyla Müjde onun tarafından verilmemiştir. Cevap veriyoruz: Böyle söylenmesinin nedeni, Musa’nın görevinin asıl bölümünün yasayı duyurmak olmasıydı; ancak daha önce de gösterildiği gibi, daha belirsiz bir şekilde de olsa, Mesih hakkında yazıp konuştuğu için Müjde’yi de öğretti. Ancak aynı zamanda yasayı öğretmesine rağmen, Musa’nın yaptığı gibi başlıca değil, Müjde’yi duyurmak Mesih’in özel göreviydi: çünkü ahlak yasasından sahte öğretmenlerin yozlaştırmalarını ve şerhlerini çıkardı – törensel yasayı tamamladı ve adli yasayla birlikte onu yürürlükten kaldırdı.

Müjde Yasa’dan Hangi Açıdan Farklıdır?

Müjde ve Yasa şu noktada uzlaşırlar: Her ikisi de Tanrı’dandır ve her ikisinde de Tanrı’nın doğası, iradesi ve işleriyle ilgili bir şeyler açıklanmıştır. Bununla birlikte, aralarında çok büyük farklılıklar vardır:

  1. İçerdikleri vahiyler ya da her birine özgü vahyin bilinme biçimiyle ilgili olarak. Yasa, insanın yaratılışında yüreğine kazınmıştır ve bu nedenle başka hiçbir vahiy verilmemiş olsa bile, doğal olarak herkes tarafından bilinir. “Kutsal Yasa’nın gerektirdiklerinin yüreklerinde yazılı olduğunu gösterirler” (Romalılar 2:15). Müjde kendiliğinden bilinmez, sadece Aracı olan Mesih aracılığıyla Kilise’ye ilahi bir vahiy olarak bildirilmiştir. Çünkü Tanrı’nın Oğlu bunu açıklamamış olsaydı, hiçbir insan günahlarımızın bir başkası aracılığıyla kefaret edilmesiyle ilgili yasanın hafifletildiğini göremez ya da bunu umut edemezdi. “Oğul’u, Baba’dan başka kimse tanımaz. Baba’yı da Oğul’dan ve Oğul’un O’nu tanıtmak istediği kişilerden başkası tanımaz;” “Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır” (Matta 11:27; 16:17).
  2. Her birine özgü öğreti ya da konu açısından. Yasa bize ne olmamız gerektiğini ve Tanrı’nın bizden ne istediğini öğretir, ama bize bunları yerine getirme gücü vermez ya da yasaklanan şeylerden nasıl kaçınabileceğimizi göstermez. Ancak Müjde bize ne şekilde Yasa’nın gerektirdiği gibi olabileceğimizi öğretir; çünkü Mesih’in doğruluğunun iman aracılığıyla bize isnat edilmesini sağlayarak bize lütuf vaadini sunar ve bunu sanki tamamen bizimmiş gibi yaparak, Mesih’in doğruluğunun isnat edilmesiyle Tanrı’nın önünde adil olduğumuzu öğretir. Yasa “borcunu öde” der. “Bunu yap ve yaşayacaksın“(Matta 18:28. Luka 10:28). Müjde ise, “Korkma, yalnız iman et!” der. (Markos 5:36.)
  3. Vaatler bakımından. Yasa, kendi içinde doğru olanlara ya da doğruluk ve mükemmel itaat koşuluyla yaşam vaat eder. “onları yerine getiren onlar sayesinde yaşayacaktır;” “Yaşama kavuşmak istiyorsan, O’nun buyruklarını yerine getir” (Levililer 18:5. Matta 19:17). Müjde ise Mesih’e iman ederek aklananlara ya da Mesih’in doğruluğunun imanla bize tatbik edilmesi koşuluyla yaşam vaat eder. Aslında kendimiz aracılığıyla bir çözüm yolu önerir, ama gösterilmiş olduğu gibi diğerini de yasaklamamaktadır.
  4. Etkileri bakımından farklıdırlar. Müjde olmaksızın Yasa öldüren mektuptur ve bir ölüm fermanıdır: “Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır;” “Yasa, Tanrı’nın gazabına yol açar;” “Yazılı yasa öldürür” (Romalılar 3:20; 4:15. 2.Korintliler 3:6.) Dışsal vaaz ve ne yapılması gerektiğine dair basit bilgi, yazıı yasa aracılığıyla bilinir: çünkü görevimizi ve Tanrı’nın gerektirdiği doğruluğu beyan eder ama bize ne bunu yerine getirme yetisi verir ne de buna ulaşmanın yolunu gösterir. Tersine, doğruluğumuzda kusur bulur ve onu mahkûm eder. Ancak Müjde yaşamın ve Ruh’un hizmetidir, yani Ruh’un faaliyetlerini kendisiyle birleştirir ve günah içinde ölü olanları diriltir, çünkü Kutsal Ruh seçilmişlerde iman ve yaşamı Müjde aracılığıyla işler. “Müjde iman eden herkesin -önce Yahudiler’in, sonra Yahudi olmayanların- kurtuluşu için Tanrı gücüdür” (Romalılar 1:16).

İtiraz: Müjde’nin içerdiği bir emir ya da buyruk yoktur, buyruklar Yasa’ya aittir. Tövbenin vaaz edilmesi bir emirdir. Bu nedenle tövbenin vaaz edilmesi Müjde’ye değil, Yasa’ya aittir.

Yanıt: Eğer genel olarak değerlendirilirse, ana ilkeyi inkâr ederiz; çünkü bu ilke bize inanmamızı, Mesih’in yararlarını benimsememizi ve yeni bir itaate ya da yasanın gerektirdiği doğruluğa başlamamızı emreden Müjde’ye özgüdür. Eğer yasanın da bize Tanrı’ya inanmamızı emrettiğine itiraz edilirse, bunu sadece genel olarak, tüm ilahî vaatlere, emirlere ve uyarılara itibar etmemizi isteyerek ve bunu yapmadığımız takdirde ceza vermekle tehdit ederek yaptığını söyleyebiliriz. Ancak Müjde bize açıkça ve özellikle lütuf vaadini imanla benimsememizi emreder; ayrıca Kutsal Ruh ve Kelâm aracılığıyla bizi göksel çağrımıza layık bir şekilde yaşamaya teşvik eder. Üstelik bunu sadece genel olarak yapar, spesifik olarak herhangi bir görevi belirtmez, şunu ya da bunu yapacaksın demez, bunu yasaya bırakır; bunun tersine, genel olarak Tanrı’nın tüm vaatlerine inanın demez, bunu yasaya bırakır; ama özel olarak şöyle der: Bu vaade inanın; Mesih’e uçun, günahlarınız bağışlanacaktır.

Müjde’nin Uygun Etkileri Nelerdir?

Müjde’nin uygun etkileri şunlardır:

  1. İman; çünkü “Demek ki iman, haberi duymakla, duymak da Mesih’le ilgili sözün yayılmasıyla olur;” Müjde Ruh’un hizmetidir ve “Müjde iman eden herkesin -önce Yahudiler’in, sonra Yahudi olmayanların- kurtuluşu için Tanrı gücüdür” (Rom. 10:17. 2 Kor. 3:8. Rom. 1:16).
  2. İman aracılığıyla Tanrı’ya bütünüyle dönüşümüz, aklanmamız, yenilenmemiz ve kurtuluşumuz gerçekleşir; çünkü iman aracılığıyla Mesih’i bütün faydalarıyla birlikte kabul ederiz.

Müjde’nin Gerçeği Nereden Ortaya Çıkıyor?

Müjde’nin gerçeği şunlardan ortaya çıkar:

  1. Kutsal Ruh’un tanıklığından.
  2. Peygamberler tarafından söylenen peygamberlik sözlerinden.
  3. Bu peygamberliklerin Yeni Antlaşma döneminde gerçekleşmesinden.
  4. Müjde öğretisinin doğrulandığı mucizelerden.
  5. Müjde’nin tanıklığı aracılığıyla. Çünkü sadece Müjde günahtan kurtuluş yolunu gösterir ve yaralanmış vicdanlara sağlam bir teselli sağlar.

 

[1] Çevirmen Notu: Metnin orijinali, Zacharias Ursinus’un yazmış olduğu Commentary on the Heidelberg Catechism (orj. Commentaar op de Heidelbergse Catechismus) isimli eserde yer almaktadır.

[2] Yuhanna 8:56; 14:6; 10:7. Efesliler 1:22. İbraniler 13:8.

[3] Heidelberg Katekizmi’ni kastetmektedir.

[4] Yuhanna 6:41; Luka 24:47; Yuhanna 1:17.

[5] Yaratılış 12:3; Yasa’nın Tekrarı 10:15; Çölde Sayım 24:17; Yaratılış 49:10.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu