İlahiyat

İnsanın Yüceliği ve Sefilliği

Herman Bavinck

Çeviren: Toğrul Salamzade

Dolayısıyla Augustinus’un vardığı sonuç, insan yüreğinin Tanrı için yaratıldığını ve Babasının yüreğinde huzur bulmadan huzura kavuşamayacağını söylemesidir. Augustinus’un da belirttiği üzere, insanların hepsi gerçekten Tanrı’yı aramaktadır, ancak hiçbiri O’nu doğru şekilde ya da doğru yerde arayamamaktadır. Onlar O’nu aşağılarda ararlar, O ise yukarılardadır. Onlar O’nu yeryüzünde ararlar, O ise göklerdedir. O’nu uzakta ararlar, O ise yakındadır. O’nu parada, malda, şöhrette, güçte ve hırsta ararlar; oysa O yüksek ve kutsal yerlerde, yumuşak ve alçakgönüllü bir ruha sahip olanlarla birliktedir (Yşa. 57:15). Ancak O’nun ardından gitmek ve O’nu bulmak için O’nu ararlar (Elç. 17:27). Hem O’nu ararlar hem de O’ndan kaçarlar. O’nun yollarını bilmekle hiç ilgilenmezler ama yine de O’nsuz yapamazlar. Kendilerini Tanrı’ya yakın hissederler ve aynı zamanda O’ndan uzaklaşırlar.

Pascal’ın çok derin bir şekilde işaret ettiği şekliyle, insanın büyüklüğü ve sefilliği burada yatmaktadır. İnsan hakikati arzular ve tabiatı gereği hatalıdır. Huzur için can atar ama kendini bir meşguliyetten diğerine atar. Kalıcı ve ebedi bir mutluluğun peşine düşer ancak bir anlık zevklere kapılır. Tanrı’yı arar ve kendini fanilerin içinde kaybeder. Evin doğuştan oğludur ve yabancı bir ülkede domuzların yemleriyle beslenir. Diri suların pınarını terk eder ve su tutamayan kırık sarnıçları yontar (Yer. 2:13). Rüyasında yemek yediğini gören ve uyandığında ruhunun boş olduğunu anlayan aç bir adam gibidir; rüyasında su içtiğini gören fakat uyandığında baygın olduğunu ve ruhunun iştahlı olduğunu keşfeden susamış bir adam gibidir (Yşa. 29:8).

İnsanın içindeki bu çelişkiyi bilim açıklayamaz. Bilim sadece onun yüceliğini dikkate alır ancak sefaletini hesaba katmaz ya da sadece sefaletini dikkate alır ancak yüceliğini değerlendirmez. Bilim onun ne İlahi kökenini ne de derin düşüşünü bilmediği için insanı ya çok yüceltir ya da çok alçaltır. Fakat Kutsal Yazılar her ikisini de bilir – insana ve insanlığa ışık tutar; çelişkiler uzlaşır, sisler dağılır ve gizli şeyler açığa çıkar. İnsan, çözümü yalnızca Tanrı’da bulunabilecek bir muammadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu