Pelagiusçuluk
…istikrarlı bir şekilde natüralist olan bu şema öğreti tarihinde Pelagiusçuluk olarak bilinir. Pelagiusçuluk en saf haliyle, insanı kurtarmak için kullanılan tüm gücün insanın kendisine özgü olduğunu ileri sürer. Ancak Pelagiusçuluk sadece bir tarih meselesi değildir ve her zaman bu saflıkta var olmamıştır. Dünyevi nesneler açısından yoksul olanlar her zaman yanımızda olduğu gibi, ruhsal şeyler açısından yoksul olanlar da her zaman yanımızdadır. Kilise tarihinde, kurtuluş sürecine ilişkin natüralist anlayışların şimdikinden daha yaygın ya da daha radikal olduğu bir dönem olmadığı düşünülebilir. Naturalizminin bütünlüğü içinde Pelagus’un kendisini bile Pelagiuslaştıran bir Pelagusçuluk, aslında şu anda Hristiyan düşüncesinin kendinden menkul önderleri arasında son derece revaçtadır. Her yerde, tüm cemaatlerde, canın kurtarılmasında en azından belirleyici etkinliği kendi doğal güçlerinin kullanımıyla insana veren, yani Tanrı’nın, belirleyici noktada şu ya da bu şekilde kendilerini kurtaracak kişilerin kurtarılmasını planladığını varsayan anlayışlar yaygındır.
Bu sözde ara görüşler ilke olarak açıkça natüralist görüşlerdir, çünkü (Tanrı’nın kurtuluşun koşullarında oynamasına izin verdikleri rol ne olursa olsun) kurtuluşun can alıcı noktasına geldiklerinde insanı kendi doğal güçlerine geri döndürürler.